29 Ekim 2007 Pazartesi

O'nur'u saran başörtüsü

Sarı bir başörtüsü var, saçlarını kapatan
Çatal iğne ile tutturduğu
Bin yıllık bir çınar ağacı gibi
Yıllara meydan okurken
Yırtılan eteğiyle, gizlediği bedenini
Süsleyen…


Gözlerinde hüzün, keder
Unutulmuşluğun verdiği acı
Hatırlanmanın onuru kaplamış, yüzünü
Sel gibi gözlerinde coşmakta gözyaşları
Bir şey yapamaz hale gelmiş elleri,
Arasında sarı başörtülü kafası
Yağmurda ıslanan kedi yavruları gibi
Küçülen…


Gözlerinden bedenine boşalan yaşlar
Sularken kuruyan, çatlayan dudaklarını
Kapatmış ağlayan gözlerini kara kaşları.
Kimse görmesin diye ağladığını,
Gözlerine bir perde gibi çekmiş ellerini
Kimse bilmedi mi yaşadıklarını, kimse hatırlamadı mı?
Gelen hiç kimse sormadı mı, seni, yalnızlığını?
Seni, yalnızlıkla yalnız bırakanları?
Hayat tükenirken…


Düşkünlükler aleminin onurlu kraliçesi
Sen ağlama yorma gözbebeklerini,
Kimse hatırlamadı diye küçültme yorgun bedenini
Geldik işte, unutmadık!
Ne seni ne de senin gibileri
Kurumuş dudaklarını sulama gözyaşlarınla
Biz her şeyi getirdik ayağına, üzülme!
Çorak bir toprağı anımsatan
Nadaslara terkedilmiş tenine aldırma
Sen bizim, bizi biz yapan nedenlerimizdensin
Yüceltildikçe, yücelten…