9 Ekim 2013 Çarşamba

Uyuyamıyorum

Koyu karanlık bir gece de
Yorganıma sarılıp ısınmaya çalışırken
Hep sen vardın aklımda, sen
Uyursam... unuturum diye kaçardı uykularım
Ve rüyalarımda görmek için dualar ederdim
Kabul olmasa bile
Saatler sürerdi uykuya yenik düşmem
Uyumak demeyelim biz buna
Daha ziyade bir baygınlık hissi
Hatta daha çabuk uyumak için
Uykunun en çok bastırdığı anda Kalkıp bir sigara içerdim bazen
Başım dönerdi, blirsin sende
Ne zaman sana sarılsam
Ayarklarım yerden kesiliyor
Hani ayaklarını yerden kesip
Başımızı döndürdüğümüz anlar varya
Sigara aynen öyle yapıyor
Belki de sırf bu yüzden Yatmadan önceki sigarayı asla unutmuyorum..

4 Ekim 2013 Cuma

Olmaz olmaz deme

Olmaz olmaz deme dedi
Olmazın bile oluru vardır bilemezsin
Her şeyi arkanda bırakıp gittiğin günden
Bugüne kadar bir sürü şey yaşadık
Belki şimdiye kadar yaşadıklarımızın yanında
Deve de kulak bile değiller
Ya da biz bu durumu şu an yaşıyoruz diye böyle
Şöyle
Öyle
Hadi, çözülsün dilin
Bir kaç kelime de sen söyle
Bir çok şey yaşanabilir
Daha önce yaşadıklarımızı düşünsene
Ya da yaşayabileceklerimizi
Bugünkü acılarımızın nasıl sevinçlere
Sevinçlerimizin nasıl acılara dönüşebileceğini
Biliyor muyuz? Biliyor muyduk? Biliyor muydun?
Ben senin gözlerindeki sevgiyi gördükçe
Sen beni istemesen bile peşini bırakamam
Vazgeçemem, unutamam, sensiz kalamam
Olmak da istemiyorum
Neden yalnızlığımın bana kavuşmak gibi
Bir lüksü olsun ki
Ben sana kavuşmak istiyorum
Bütün korkularına rağmen hem de
Olabilecekleri düşünmediğimi mi sanıyorsun
Geceleri neden uyuyamıyorum sanıyorsun
Ben seninle yaşlanmak istiyorum
Çocuklarımız olsun istiyorum
Mutluluklarımız olsun istiyorum
Ve sadece ikimize ait olan acılarımız
Ben seni seviyorum kadın
Var gerisini sen düşün.

29 Ağustos 2013 Perşembe

Gel ki geleyim kendime.

 Gel ki geleyim kendime

Yollara düşerim ben
Adımlarının koktuğu yollara
Seni bulmak için değil
Kokun kokuma sinsin diye
Sen dönerken biz kok diye
Peşinden gelir
Burnunun dibine kadar gelir
Kendimi göstermem
Sen gittin ya şimdi
Ben de gittim benden
Ve sen dönmedikçe
Dönemiyorum kendime.
Geri gel isterim
Gittiğin gibi gel isterim
Sen geri gel ki
Bende geri gelebileyim

29 08 2013 03:24

20 Ağustos 2013 Salı

Yaşayan Cesetler


Cesetler gördüm gözlerde
Yaklaştım,
Bazen dokundum
Bazen yaklaşmam yetti
Bazen nefeslerine nefes verdim
Cesaret dedim
Kalk ayağa dedim
Ümitleri yoktu
Çoğu nefes almıyordu
Alanlar da ölmek üzereydi
Elimi uzattım birine değdi
Kalkıp koşarak uzaklaştı
Sola döndüm göz göze geldik
Oda ayaklandı, kalkıp
Koşmaya başladı acele acele...
Sağıma döndüm sonra
Biri bana baktı, sen dedi
Sende nerden çıktın
melek misin nesin dedi
Yarı karanlık bir yer burası
Meleğin burda ne işi var dedim
Arada gelirler dedi
Ama kanatsız olmazlar
Sahi senin kanatların nerde dedi
Bir an gözlerim sol yanıma döndü
Hava soğudu, buz gibi oldu.
Bir elimi kaldırdım bembeyazdı
Bir dua işittim, özlemişim
Soluma döndüm, koyu karanlık
Sonra ölümcül bir toprak kokusu
Zorlandım ama toparladım kendimi
Sağıma döndüm yavaş yavaş
Odadaki perdeleri kapatıyordu biri
Akşam mı olmuştu ki
Ben severdim ki geceleri
Ellerimle sağı solu yokladım
Düğmeleri bulamadım bir türlü
Tamamen karanlık olmuştu
Dışarda bir koro ilahiye benzer
Ama çok tanıdık bir şey söylüyordu
Sonra bir yağmur başladı
Ama susuzdu, sessiz olmasa da
Her yer toprak olmaya başladı
Karanlık bir zifiriliğe dönüştü
Amin dedi,
Anladım.
Herkese dokunan ellerim koynumda
Kendime kalmıştım
Ama herkese verdiğim nefesten
Bir tek bana kalmamıştı.

Amin...

Cesetler gördüm gözlerde
Yaklaştım,
Bazen dokundum
Bazen yaklaşmam yetti
Bazen nefeslerine nefes verdim
Cesaret dedim
Kalk ayağa dedim
Ümitleri yoktu
Çoğu nefes almıyordu
Alanlar da ölmek üzereydi
Elimi uzattım birine değdi
Kalkıp koşarak uzaklaştı
Sola döndüm göz göze geldik
Oda ayaklandı, kalkıp
Koşmaya başladı acele acele...
Sağıma döndüm sonra
Biri bana baktı, sen dedi
Sende nerden çıktın
melek misin nesin dedi
Yarı karanlık bir yer burası
Meleğin burda ne işi var dedim
Arada gelirler dedi
Ama kanatsız olmazlar
Sahi senin kanatların nerde dedi
Bir an gözlerim sol yanıma döndü
Hava soğudu, buz gibi oldu.
Bir elimi kaldırdım bembeyazdı
Bir dua işittim, özlemişim
Soluma döndüm, koyu karanlık
Sonra ölümcül bir toprak kokusu
Zorlandım ama toparladım kendimi
Sağıma döndüm yavaş yavaş
Odadaki perdeleri kapatıyordu biri
Akşam mı olmuştu ki
Ben severdim ki geceleri
Ellerimle sağı solu yokladım
Düğmeleri bulamadım bir türlü
Tamamen karanlık olmuştu
Dışarda bir koro ilahiye benzer
Ama çok tanıdık bir şey söylüyordu
Sonra bir yağmur başladı
Ama susuzdu, sessiz olmasa da
Her yer toprak olmaya başladı
Karanlık bir zifiriliğe dönüştü
Amin dedi,
Anladım.
Herkese dokunan ellerim koynumda
Kendime kalmıştım
Ama herkese verdiğim nefesten
Bir tek bana kalmamıştı.

19 Ağustos 2013 Pazartesi

Birine benzemek yahut silifke...


Birine benzemekti derdimiz
Sahip olduklarını sevmedi kimse
Ve elinde olmayanın peşine düştü bazen
Bazen saçmalamak mantıklı geldi
Bazen de mantık saçmalamayı yendi
Ya da sevgi diye bir şey çıktı bazen
Veya adına aşk dedikleri sihirli bir hadise
Bazen bir mucize oldu hiç beklenmedik bir anda
Ve herkes aslında başka bir şeye hazırlanıyordu
Kıyafetler bile giyilmişti, şıkır şıkırdı herkes
Sırf ardımda bırakabilirim diye 3-5 gün mutlu olmaktı
Ya da mutlu taklidi yapmak gibi bir şey
Gülmemişti, hissetmemişti daha önce
Korkuyordu sevmekten, sevebilmekten
O daha düz yaşamayı severdi, düşünmeden
Konuşmadan, susarak ve gömerek başını toprağa

Bir gün bir el değdi, tüyleri diken diken oluverdi
Parmak uçlarında uçuvermeye başladı kalbi
Hiç bilmediği, görmediği bir dünya vardı önünde
Nasıl olsa gideceğim dedi kadın,
Ama üzmek de istemiyordu adamı
Git, dedi gelme.
Ve sakın ha deli adam beni sevme...
adam deliydi, malumunuz,
Yine mi sevdi ne?
Her zaman ki gibi pişman olacaktı herkes
Başına, sonuna, sondan sonrasına
Ve önden öncesine, hepsine
Hani bazen koşarken aniden durmak gerekir
Durmaya çalıştığınızda yalpalarsınız
Dengeniz alt üst olur ya
Kadın farkına varmıştı, iş boka sarıyordu artık
Ve zaman, gitme zamanı çok yaklaşmıştı
Hatta o an veda ediyorlardı
Daha doymadan sarıldılar, sonu yoktu
Çünkü yollar ayrıydı
Adam; gitme dedi
Kadın başka şansım yok.
Ama kadın unutmak istemiyordu.
Onlarca kiloluk bedenlerde bulunun
23 gr ağırlığındaki ruhunu bulmuştu belki de
Saklamak istedi onu
İyi bir yer aradı, ama en yanlış yere sakladı
Alenileşti, çirkinleşti herşey
Kadın çok üzüldü, adamlar da...
Her şey bir adamın yüzünden oldu
Olan bitene sebep verdiği ruhu sanıyordu
Bir gün geldi, uzaktan geldi hem de..
Gün saydı, şafak saydı adam
Bitiyor dedi, hasret
Kadın geldi ve herşey bitti...

Şimdi kadın adamın fazlalığının
Adam kadının fazlalığının
Kadın kendi eksikliğinin
Adam kendi eksikliğinin peşine düştü
Belki şu an ki zaman diliminde
En zoru da buydu.
Kadın yalnız kalmak
Adam onsuz yaşamamak istiyor
Kadın hiç yalnız kalmamış
Adamsa yıllardır yalnızlıktan bıkmıştı
Tencere kapağını bulmuştu
Ama yemeğin atesi, yeterli değildi
Pişmemişti, hissetmemişti.
Ruh kaybolmuş, dedik ya
Kadın ruhu yanlış yere gönderdi.
İçinde saklamak yerine
Bir kum tanesine dönüştürüp çöle attı
Ve şimdi her şeyi, en başından daha mantıklı
Daha duygusal ve daha olabilirliği ile düşünmeliydi
Çünkü ciddiye almamıştı
Ve şimdi her zaman ki gibi
Süper kahramanı sevmekten korkma vaktiydi...

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Şafak Sayıyorum

Sana gelmelere daha çok zaman var
Saatleri kurdum alarmlar çalmıyor yar
Zaman ilerliyor acımasız bir şekilde
Gökyüzü bir kararıp bir aydınlanıyor.

Işıklar sarmışsa geceyi aralıksız
Gökyüzü karanlık gök yıldızsız
Adımlarım yoluna düşer sokaklarda
Korkarım gelirken sana sokaklar ıssız


Tilkiler cirit atar beynimin tenhalarında
Gözler kaçacak yer arar yuvalarında
Düşünmek, ruhsal bir hastalık gibi
Şafak sayıyor tırnaklarım, evimin duvarlarında...


29.07.2013
02:01

24 Mayıs 2013 Cuma

BEHZAT Ç. Anısına

Daha başlangıcından az çok içeriğini anladığım bir diziydi. Hiç tereddüt etmeden ilk bölümden başlayarak izlemeye başladım. Bir sürü yerli yabancı dizi izledim, izliyorum. Ama bana gördüğüm görebileceğim en iyi dizi başlangıcını yaşatmış dizidir behzat ç. İşte o bölümden replikler;
******************************************************************************
Babamın öldüğü gün birine aşık olmuştum.. bazen öyle olur, her şey üst üste gelir.. polis olmasaydım katil olurdum, çünkü sahici bir sarsıntı sahte bir dengeden iyidir.. binlerce ceset, binlerce katil ve bir evlilik gördüm.. 

Seni intihar ettiğin gün tanıdım kızım, seninle o gün barıştık.. şimdi sadece geceleri yapayalnız ve yalınayak anlayabildiğim şeyler var.. şimdi benim de yalanlara inanmaya ihtiyacım var, bütün çaresiz insanlar gibi, dağılan bir okul gibi..

Acılarımız da birbirine benziyor artık kızım, birbirine benzeyen parmaklar gibi, ama her birinin eşsiz bir izi var..

Bazen gözlerim doluyor karanlıkta.. ama fısır fısır konuşmaya başlıyorsun yine kulağımın dibinde, hiç susmuyorsun.. ağlamama asla müsaade etmiyorsun.. "Her şey affedildi babacık" diyorsun.. "Hiç ayrılmayacağız" diyorsun.. keşke hep yanında olsaydım diyorum öyle konuştuğunu duyunca..

"Bu kış çok kar yağar belki beraber kayboluruz" diyorsun sen bana.. ama kar taneleri birbirine benzemez ki kızım.. cesetler de benzemez.. ama bir cinayet başka bir cinayeti hatırlatır her zaman.. koşan atlar, düşen atları hatırlatır.. yağmur yağar, durur, tekrar başlar..

Yanlış yolda yürümek doğru yolda beklemekten iyidir.. beşikten mezara kadar.. karanlıkta herkesle çarpışabilir insan..

yalan mı söylüyorum sana? affet kızım, affet..

Bir sürü doğru söyledik ama, hiç burnumuz kısalmadı ki kızım..

******************************************************************************
Çok güldüğüm, çok eğlendiğim arada çokça hayatı sorguladığım, neleri gözardı ettiğimi bana hatırlatan bir diziydi. boşluğu dolmayacak eminim. Ama son bölümüyle aslında başımıza ne gelirse gelsin, yaşamak, umut etmek, sevmek için illa ki bir bahanesi olacaktır insana dedirterek bitmiştir. Emeği geçen herkese teşekkürler.

İşte son replik ve hafızalardan silinmeyecek olan o kare...



"Benim arabam var, istediğim yere giderim."






" Dönersin"


Dönersin gecenin siyahında bilinmedik bir yolun köşesinden hayatın içine, belki de en derinlerinde bir yere, ayağında altı delik, bastığın yerdeki suların hepsini içine alan parmakların için üstü kapalı havuz edası veren pabuçların.
Zatüre olma ihtimali seni bağlamaz, Seni bağlayan bu şehrin sınırlarıdır, gecelerin gündüzlerin sınırları... Köşeden döndüğünde adımı bastığın sularında ıslandığın bu şehrin sınırları…
Ana caddelerinde rüzgarın havaya savurduğu parfümlerin o güzelim nahoş kokuları sokak aralarında bir çöp kutusunun kenarına sızmış, bir elinde şarabı, bir elinde sigarasıyla yarı ayık, yarı sarhoş olan senin burnundan ciğerlerine dolar yavaş yavaş. Sonra bir yerlerden tanıdığını anlarsın bu kokuyu daha bir derin çekersin gelmez, bir esintinin son perdesidir aldığın koku. Belki kokunun sahibi ana caddede bir taksiye binmiş evine yol alırken, sen onun, o olma ihtimaliyle sarılırsın şaraba ve sigaraya. Gece uzundur, öldürür insanı. Uyusan, sabah olur, sana göre değildir sabah. Kaçacak, sığınacak yerin yoktur, sığındığın çöp tenekesinden başka.
Teşhirin kralı, yüz buruşturmaların, acımasız ve acıyan bakışların merkezi olursun. Uyumasan! Üstünde, sana ve haline acıyan bir mağaza sahibinin verdiği daha neredeyse gıcır gıcır denebilecek kıyafetlerin, sabaha çıkamama endişesi sarar.
Çıplak olmak, çıplak kalmak değildir korkun. Aksine sana göre zaten insanlar çıplaktır. Giysiler bedenleri örter, sana göre ruhlar çıplaktır. Ruhunu atıp sokağa dolaşan sen ise özgürsündür. Herkes gibi düzene uymamış ruhunu ve bedenini bu metropol de şeytana satmaktan kaçmışsındır.
Nedendir bilinmez şeytan o gün bugündür bulaşmamıştır. Ne hırsızlık yap telkinleri olmuştur sana, ne de bu gidişle olacağını düşünmektesindir.
Belki de bunu sağlayan şey, senin şeytanın ta kendisi olmandır…

30 Nisan 2013 Salı

Herşey anlaşmış


Her şey, herkes anlaşmış
Bırak peşini yeter artık
Ondan sana hayır gelmez
Var kendine başka birini bul
Diye saçma cümleler kuruyorlar.
Her seni seviyorum dediğimde
"Hayır"lara tıkasam da kulaklarımı
Gerçek kahve fallarına bile yazılmış
Umarsızca çınlatıyor kulaklarımı
Görünen o ki modern zamanlara
Bir efsane aşk hikayesi bırakacağım
Kim okur kim yazar bilemem
Ama bende bu aşkı yaşamaktan başka
Hiçbir şey yapacak takat yok.
Biri el atsın da istemiyorum ki zaten
Sana olan duygularımı anlatacak
Doğru kelimeleri ben bile bulamazken
Başkaları nerden bulsun da yol etsin sana
Aşkımın fermanını, elçiye zeval olmaz fetvasıyla.
Bazen öyle çok susuyorsun ki sevdiğim
Gürültüsü kulaklarımı sağır ediyor.
Keşke demediğim hayatımda
Belkilerine, bir gün bir belkin olmak için
Keşke daha çok sevebilsem seni.
Bu hayatı bahşeden yaradana olan borcumu
Senn aşkından ölmeden ödemek istemiyorum.

Belki bir gün keşke dememen dileğiyle.

Günaydın dedi!


 Günaydın dedi açılan gözleri
Bugün kalkmasak biraz daha uyusak ya
İş, güç bizi bekler dedim
Boşver dedi
Bir günle hiçbirşey kaybetmeyiz
Yıllardır hiçbirşey kazanamadığımız gibi...
Sarıldık, ve kaybetmeye devam ettik
Zira bilirdik ki 
Kaybetmek en iyi öğretmendi
Ondan daha iyi ders veren yoktu
O kadar iyi öğretirdi ki
Sınav bile yapmazdı...

Gel dedi!


 O gözlerini kapatıp
Sessizce beni bekler gibi
Duruşun yok mu?

Gözlerinde saklı
İçini yakmış
Gizli bir hüzün var

Ne demiştin
Ya da ne anlamıştım
"Karışığım" değil mi?


Gel dedi gölgeler
Hoş gittim..
Kendimden gittiğimi bilmeden
Kendime gittiğimi bilmeden
Gittim.
Cok gittim
Cok geldim
Ayni yerdeyim...


Gör dedi dünya


 Gör dedi dünya 
Gözlerimi açtı
Güzel hayalleri
Rüyalarıma saçtı
Birini sevdik
Yüreğimiz taştı
Şimdi anımsamıyorum
O zaman yaşımız kaçtı...

Uzaktı yollar


 Uzak kaldı yollar
Sahilere vurdu yüreğim
Karaya vurmuş cansız
Nefessiz kalan balıklar gibi

Komşu oldum kumsallara
Yosunlar kapladı yüreğimi
Sabahları esen ılık rüzgar
Akşamları ısınan yüreğim

Başka bir şey görmedim burda
Hep önümdeki manzaraydı
Manzara saydığım güzellik
Arkama dönmek gelmedi aklıma

Yakınlardan geçen gemilere
Terbiyesiz hareketler yaptım
Bazen el salladım, bazen kol
Fonda gülüşmeler vardı
Nerden geldiğini anlamadığım

Bir gün mavi gözümü yordu 
Başımı yukarı çevirdim, baktım
Gökyüzü daha maviydi
Gecelerden kurtulduğunda

Eninde sonunda bıkacaktım 
Her şeyden olduğu gibi bundan da
Bir gün yeter dedim!
Tövbemi bozdum...

Geriye baktım, 
Arkamda bıraktıklarımı gördüm
Arkamda bıraktıklarımı 
Ne kadar çok sevmiş olduğumu

Ne kadar çok üzüldüğümü anımsadım 
Bir anlıktı, 
Sonra tekrar denize dönüp yüzümü
Koşar adım denize atladım

Yüzmedim, bilmem zaten
Çırpınmadım, yavaş yavaş 
Tadını çıkararak batmak istedim
Öyle de oldu.

Gelin bir de burdan bakın manzaraya..
Asıl mavi denizin içinde...

Ay benim!


 Ay benim karanlık gecem
İsmin dudaklarımda hecem
Dönmüyor dünyam
Geçmiyor zaman
Her gözyaşında 
Hatırlatır seni
Bilinmez bilmecem

Gözlerimi açtım
Güneş gibi doğdun
Benim hayal ülkemin 
Prensesi oldun
Hikayeyi ben yazmadım
Ama kahraman benim
Bu sefer iyi anladım
Hep en çok seven benim

Biraz geç inmişti 
Gönül durağımda
Ben beklerdim belki
Bir ömür gururla
Bir küçük mutluluk
Kondurdu yüzüme
Kızarıp bozardım
Yüzündeki nurla...

Nazlıdır sevdiğim
Hep sabrımı sınar
Geçmişti ömrümden 
En güzelim yıllar

Karışığım


 O gözlerini kapatıp
Sessizce beni bekler gibi
Duruşun yok mu?

Gözlerinde saklı
İçini yakmış
Gizli bir hüzün var

Ne demiştin
Ya da ne anlamıştım
"Karışığım" değil mi?

O nasıl bakış


Sonsuz bir manzaraya bakıyor gibiydi
Ufuk çizgisinde kaybolur gibi oldu
Bir poyraz vurdu sağ taraftan yüzüne
Usulca çevirdi başını soluna
Saçları güneş kadar sarıydı
Yüzü çöl kadar pürüzsüz
Denizden iki damla fırladı
Bu anı süslemek için
Ufacık bir gülümseme belirdi
Yavaş yavaş yayıldı yüzüne
Abartısızdı, berraktı, tertemizdi
Tam zamanıydı
Deklanşöre dokundu ellerim
Göz kapaklarım açılıp kapandı
Sonsuza kadarın ilk karesiydi...

Hepimiz aynıyız aslında


Ayrılıklar hüzünleri boğar
Ne sen ne ben farklıyız
Herkes aslında farketmese de
Aynı hayatı yaşıyor.

Üzülmek, üzmek hobimiz
Artık eğlence haline getirmişiz
Öyle huzurlu ki yalnızlıklar
Mutluluktan ağlıyoruz 
Yalancı yalanlarımıza

Yalnız.... olmaz. belli....
Sensiz.. Yanmaz... Bu ateş..

Bir güzel


 Bir güzel var
Tarif edilemez..
Kelimlerin kifayetsiz kaldigi
Bir guzel var
Derdi tasasi icime ha dustu
Ha dusecek
Bir guzel var
Oyle guzel ki 
Aklimi durduruyor
Beynimi sorguluyor...

Gördüm


"Gördüm neyleyim.. 
ve öğrendim ki kimse 
bakmıyormuş gülcemaline hayranlıkla... 
Talibim gönül tahtına 
görelim neyler mevla, 
bakalım ne yazılmış bahtıma.."

Oyun


"Açıldı perdeler başladı oyun
Beni de senaryonun içine koyun
Dökülüp dillerden taşıp salona
Alkışlarla, koşa koşa, ona gideyim...."

Zor dedi, deli misin?


Zor dedi, deli misin?
O kız hiç sana bakar mı?
Zaten canı yanmış
Memleketi neydi sivas mı?

Görmezden gelemiyorsun farkında
Uzak durmak en iyisi dedi içinden
Bilahare zorunda olmadıkça
Hiç ödün vermiyor ki kendinden

Hiç şansın yok dedi, biliyordum
Öyle güzel ki bize sıra gelmez
Beklesek bir ömür onun yolunu
Gül bahçesi olsa dikenini vermez  
 
Kahrına boğulmuş nefessiz halde
Ne yaptığının farkında bile değil
Öyle derinden küsmüş ki kalbe
Kabul etmez istersen önünde eğil

Sen yine de vazgeçme elini uzat
Sevmek zordur büyük hakikat
Toprak gibi yüzünde belirmiş şefkat
Çağırıyor gönlümü koşuyorum neyleyim...

Gözlerinde tuz gölü yağmurla dolmuş
Ellerini başının iki yanına koymuş
Düşünceli gibi bir hali vardı, 
Sordum, gül bahçesinin gülleri solmuş.

Gürmemiş kimseyi hiç onun gözü
Aşkım diyenin ilaçtır sözü
Uzat ellerini tutayım dedim
Gülsün bir kerecik o güzel yüzü

Her rengi taşır gökkuşağıdır
Aradığım gönlümün padişahıdır
Dermanı dertlerin şahıdır
Gönülden gönüle sefer eylerim

Dillerim lal olmuş konuşamıyor
Eller uzakta kalmış kavuşamıyor
Korkusundan bana yanaşamıyor
Gel dedim, ey güzel saray senindir

Açıldı perdeler başladı oyun
Beni de senaryonun içine koyun
Dökülsün dillerden taşsın salona
Alkışlarla koşa koşa ona gideyim

                                                                              18.02.2013
                                             

Ahh çektikçe


Ahh çektikçe ömrümden ömür gidiyor
Yara hasret kalmak zormuş, öğrendik
Bir dakka yüzün görsem bana yetiyor
Onsuz yaşamak imkansızmış, öğrendik.


Gönlüm dalmış karanlık kuyulara
Alışmıştı böyle acı dolu sonlara
Sapmaz mı hiç doğru yollara
Yolun sonu uçurummuş, öğrendik...

Bir ümitle sarılmıştım ben sana
"Gelme" dedin, tutulma sen bana
Söz verdim, ahtım var yar sana
Sözü tutmak zor işmiş, öğrendik...

Gönlüm kapılırdı bir hayale
Döner idim etrafında pervane
Cayır cayır yanmak için bahane
Bulmaya gerek yokmuş, öğrendik.


Aklımın kaybettim senin yolunda
Kalbim doldurdum senin nurunla
Belki bir gün umutsuz bir anda
kapım çalar, gelirmişsin, öğrendik.


                                                   11 Ocak 2013 Cuma, 09:19:14

11 Ocak 2013 Cuma

Gönlüm bi çiçek misali


Gönlüm bi çiçek misali
Açıverdi gözlerinin ışığında
Hani kaktüs bile sene de bir kac gün
Açarya içini ayışında....

Gördüm neyleyim
Biçare gözlerinde bir BEN
O günden beri anlamıyorsun
Dünyama sığdıramadığım SEN...

Korkuyorum her dakika
Çaresizce en yakın uzaklarında
Her bir şey söylemek istediğinde
Birine aşık oldum demenden...

Herşey sahte, herşey gerçek
Bir ömür böyle sürecek
Ne sen benden uzak durabileceksin
Ne de bu kalbim senden vazgeçecek...

Olmuyor, susmuyor dilim
Reddedilmeyi de öğrendim
Akşamları gözyaşı döküp
Sabahlar da umut ettim...

Ellerin avuclarımda durur
Bu devran hep böyle yürür
Dünya tersine dönse de
Büyük aşklar böyle olur...

Telefondan bir se geldi
Ekranda resmen belirdi
Herkes seni benden bildi
Seve seve geldim yine...

Çaldım her gün ben kapını
Her yere yazdım adını
Bu dörtlüğün son satırı
Seni seviyorum dedim yine...

Sessizliktir benim adim
Sensizlik benim kahrim
Sana olan sevgimi
Anlatmaya yetmez aklım...

Düştüm kelimeler peşine
Taktım canımı dişime
Hep bir anlam yükledim
Bırakıp beni gidişine...

Derdin benim derdim olsun
Hayatıma ortak olsun
Umut fakirin ekmeği
Bir kez de mucize olsun...

Açtım yine ellerimi
Yine seni diliyorum
Dualardan baska carem yok
İçin için eriyorum...