11 Kasım 2007 Pazar

hep sanssizlikla yenilen 3 buyuk futbol kulubu

Çoktandır aklımda bir yerlerde beynime pandik atan bir konu idi bu. Dünyanın neredeyse hiçbir yerinde olmayan sadece bizim futbol kültürümüz ve futbol ahlaksızlığımızla alakalı bir durum bu aslında. Lig tarihi boyunca en çok şampiyon olan sadece 3 kulüp üzerinden yorum yapmak en büyük en zevkimiz olmuş. Onları yok saymak, futbol takımı yerine koymamak en sevdiğimiz hobilerimiz arasına girmiş belli ki.

Geçmiş zamanlarda statlarda yer kapmak için gecelerden gidip statlarda yatan takımları için bağıran çağıran ama eninde sonunda maç öncesi ve sonrasında kol kola giden taraftarları özlüyorum. Çok görmedim açıkçası, yaşımda aslında görmeye pek müsait değil. Çocukluğumda amcam beni Kadıköy'e Fenerbahçe maçlarına götürürdü o zamanlardan bahsedebilirim sadece. Bundan hepi topu 20 yıl öncesinden yani. O zamanda bile yoktu kavgası gürültüsü. Hem de statlar yarı yarıya olduğu halde. Herkes çoluğunu çocuğunu, eşini dostunu alıp gelirdi maçlara. Teknoloji, şartlar, ve bir çok şey gelişirken aslında insanoğlu insanlığından mı uzaklaşıyor nedir?

'91 yılından beri bulunduğum İstanbul'da neredeyse tüm Fenerbahçe maçlarını izledim. Bunların yanında diğer takımlarından bir çok maçını izledim. Bu maçlarında içinde 5 gol yediğimiz kupa ve 6 gol attığımız Galatasaray lig maçı da vardı. 5 Kırmızı kartla biten Beşiktaş - Samsunspor  maçı da vardı. Bazılarının keyifle bazılarınında öfkelenerek izlediği maçlardı.  Ama yine de benim en çok hoşuma giden maç bunlardan hiçbiri değil.

Bir anadolu kulübü 3 büyüklerden birine 5 gol atsa dahi maçı kazanmış olmuyor ya sinir oluyorum bu duruma. Yıl 2006. Yer Manisa. Manisaspor - Fenerbahçe maçı. Manisaspor ilk 8 haftada hep fark atarak kazanmış, takımın başında yeni yeni popüleritesi artan Ersun Yanal var. Takımı adeta 6-7 forvetle oynatıyor. Yabancı oyuncuları iyi, yerliler genç ve yetenekli.

Maçı izlemek için kimseleri bulamadım. Çok yakın arkadaşlarımdan birini aradım. Dedim gel de Fenerbahçe 5 6 gol nasıl yiyor izleyelim. Dedi ki yenersiniz gelmem işim olmaz. Sonra bir şekilde ikna ettim. Maçı izlemeye gittik. Bu maç üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen benim izlediğim en keyifli maçtı. Maç 5-3 Manisa'nın üstünlüğü ile bitti. Hayatımda izlediğim en güzel maçlardan biriydi. Ben fenerbahçe'liyim 5 yedik diye sevindim o derece yani... İzlediğim futbol öyle zevkli ve heyecanlıydı ki, kimin golü attığına takılmadım bile.

Tabi bunun bir de geri dönüşü var. Aslında taraftarları, sporseverleri elinde tutan bir medya sektöründen bahsedeceğim. Daha dün ezim ezim ezilen, 3 gol atmış olmasına rağmen bir Anadolu takımından 5 yediği için övülen, hatta şansı yanında olsaydı Manisaspor'u yenerdi diyen bir medyadan bahsedeceğim.

Ertesi gün gidip özellikle gazete alıp başlıkları, haberleri, yorumları okudum. Bu kadar yanlı haberler olamaz, olmamalı. Neymiş manisa kontra ataktan yarattığı 5 pozisyonu gole çevirmişmiş de çok şanslıymış da vs vs.

İnsan böyle haberleri okuyunca izlediğini gördüğünü sorgulamaya başlıyor açıkçası. Zaten bugünkü sosyal ya da geçmiş zamanda medyanın en büyük görevi, işi ya da becerisi bu değil miydi? Manisaspor sahada Fenerbaheçe'yi resmen ezdi, kuru fasulye yanında aperatif olarak yenen soğan gibi cücüğünü çıkardı.

Bunları yazan, çizen, böyle yorumlayan furbol adamları, sözüm size. Siz hangi maçı izlediniz bilmiyorum ki?

Neyse konuyu dağıtmayalım...
Sıkıldım artık kazanmak zorunda olanı, sadece anadolu takımlarına hükmetmeye çalışan 3 büyükleri izlemekten. FB'si, BJK'sı, GS'si sıkıldım artık hep yenmek zorunda olmanızdan.

10 anadolu kulübü kadar bütçeye sahip takımların anadolu kulüplerini ezme yarışmasını izlemekten, yorumcuların, nasıl ezdiler ama demesinden sıkıldım. Elli yıldır yorum yapan, futbol anlayışları taş devrinden kalma insanlar maç dinlemekten de sıkıldım artık.

Sözde futbol yorumcularının sadece tek takım üzerine futbol yorumu yapmasından sıkıldım...

Kısacası Türkiye'de futbol dışındaki her şeyin futboldan çok konuşulmasından, futbol maçlarını sadece 3 büyük takımın oynamasından sıkıldım artık...

Umarım her yıl 2012-2013 yılında olduğu gibi puan aralığı dar, güç dengesi yakın, cesaretli, onurlu, savaşan, bunun yanında oyuncu yetiştiren, milli takımı da top oynayan ve kazanan bir ligimiz bir ülkemiz olur.

Simon Kuper - Futbol sadece futbol değildir. 
Okumanızı tavsiye ederim.
                                                                                      Eyüp ULUGÖL
                                                                                      11.11.2007/01.46